Yolculuk Âdâbı

Yolculuk Âdâbı

Soru: Değişik maslahatlarla sık sık yolculuk yapma durumunda kalan Hak erleri için seyahati zaruri kılacak hususlar nelerdir? Yolculuğa niyetten sefer esnasındaki hâle ve dönüş keyfiyetine kadar umumi manada seyahat âdâbına riayet nasıl olmalıdır?



-Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, “Ümmetimin seyahati yüce Allah’ın yolunda cihad etmektir.” buyurmuştur. (00.54)


-Hak erleri her şeyden önce i’lâ-yı kelimetullah niyetiyle seyahat etmeli ve yolculuklarını Din-i Mübîn’i anlatma gayesine bağlamalıdırlar. Bu maksatla yola çıkanlar, sefer müddetince attıkları adımların, maruz kaldıkları sıkıntıların, düçar oldukları yorgunlukların ve hatta yaptıkları masrafların hepsinden dolayı ayrı ayrı sevap kazanırlar. (02.50)


-Sırf Allah rızası maksadıyla yola çıkan insanların seyahat esnasında bazı boşlukları olsa da, Cenâb-ı Hak başlangıçtaki niyetin hulûsuna merhameten onları doldurur ve o seferi “tamam” kabul eder. (05.00)


Yolculuk (Sefer) Duası (07.50)


Hazreti Abdullah İbn Ömer (radıyallâhu anhüma)’dan rivayet edildiğine göre, Ruh-u Seyyidi’l-Enâm (aleyhi elfü elfi salâtin ve selâm) Efendimiz bir sefere çıkarken biniti üzerine oturunca önce üç defa tekbir getirir, sonra şu ayeti okur ve akabinde şöyle dua ederdi:



سُبْحَانَ الَّذِي سَخَّرَلَنَا هٰذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرِنِينَ
وَإِنَّا إِلَى رَبِّنَا لَمُنْقَلِبُونَ
اَللَّهُمَّ إِنَّا نَسْأَلُكَ في سَفَرِنَا هٰذَا الْبِرَّ وَالتَّقْوٰى، وَمِنَ الْعَمَلِ مَا تَرْضٰى. اَللَّهُمَّ هَوِّنْ عَلَيْنَا سَفَرَنَا هٰذَا وَاطْوِ عَنَّا بُعْدَهُ، اَللَّهُمَّ أَنْتَ الصَّاحِبُ فِي السَّفَرِ، وَالخَلِيفَةُ فِي اْلأَهْلِ. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ وَعْثَاءِ السَّفَرِ، وَكَآبَةِ اْلمَنْظَرِ، وَسُوءِ اْلمُنْقَلَبِ فِي الْمَالِ وَاْلأَهْلِ وَالْوَلَدِ



“Bunları bizim hizmetimize veren Cenâb-ı Hakk’ı tesbih ve takdis ederiz; O yüceler yücesidir, her türlü eksiklikten münezzehtir. Allah lutfetmeseydi biz buna güç yetiremezdik. Muhakkak ki biz sonunda Rabbimize döneceğiz.”
(Zuhruf, 43/13-14)


Allahım, bu yolculuğumuzda Senden her türlü iyilik, hayır, takva ve hoşnut olacağın ameller istiyoruz. Allahım, bu seyahatimizde bize kolaylıklar ihsan eyle, mesafeleri bize yaklaştır. Allahım yolculuk boyunca yegâne koruyucumuz ve geride kalan aile fertlerini görüp gözeten vekilimiz Sensin. Allahım, sefer meşakkatinden, çirkin manzaralarla ve üzücü hadiselerle karşılaşmaktan, mal, aile ve çoluk-çocuğun kötü bir akıbete uğramasından Sana sığınırım.
[Müslim, Hac 425. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihad 72; Tirmizî, Daavât 45-46.]


-Yolculukta her türlü musibetten korunmak ve seyahati bereketlendirmek için dikkat edilmesi ve yapılması gerekenler… (08.45)


-Hizmete giderken laubaliliğe girmeyin!.. (10.55)


-Seyahat vasıtaları bile birer müzakere meclisine dönüştürülmelidir. (12.37)


-Hazreti Sâdık u Masdûk (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Allah yolunda yapılan bir sabah veya akşam yolculuğu, hiç şüphesiz dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır.” (13.50)


-Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre; Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz şöyle buyurdu: “Yollarda oturmaktan kaçının!” Sahâbîler, “Biz buna mecburuz; işlerimizi orada görüyoruz.” dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (aleyhissalâtü vesselam), “O halde yolun hakkını verin!” buyurdu. “Yolun hakkı nedir ey Allah’ın Rasûlü?” diye sordular. Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle cevap verdi: “Harama bakmamak, gelip geçenleri incitmemek, selam almak, mârufu emredip münkerden nehyetmektir!” (16.17)


-Sık sık yolculuk yapan kimseler, aile fertlerini bu konuda iyi hazırlamalı, onları aklî mantıkî argümanlarla ikna etmeli, yapılan hayırlara iştiraklerini sağlamalı ve seyahat süresince de bir yolunu bulup mutlaka her fırsatta hal ve hatırlarını sormak suretiyle onların haklarına da riayet etmelidirler. (18.35)


-İnsanlığın İftihar Tablosu’nun, hayat arkadaşının hukukunu gözetme mevzuundaki hassasiyeti ve nezaketi… (22.10)