Ekrana Mahkum Mefluç İradeler

Ekrana Mahkum Mefluç İradeler

Soru: Günümüzde yediden yetmişe hemen herkes televizyon, sinema ve bilgisayar ekranına mahkum olmakla karşı karşıya bulunmaktadır. Yeni nesiller tarafından, spor, aktüalite ve hatta magazin de bir yönüyle hayatın vazgeçilmezleri arasında sayılmaktadır. İradelerin adeta felce uğradığı böyle bir dönemde mâlâyânî meşgalelerden uzak kalabilmemiz nelere bağlıdır?



-Mâlâyânî; insanı alâkadar etmeyen, onun bugünü ve yarını için hiçbir faydası olmayan, gereksiz ve lüzumsuz şeyler demektir. (00.45)


-Bugün ehl-i dünya, roman, tiyatro, televizyon, İnternet ve sinema gibi unsurları insanları sapıklığa atmakta kullanıyor. Mü’minler de mutlaka bu sahalarda alternatif ürünler ortaya koymalı ve nesillere hidayet yollarını göstermelidirler. (03.05)


-Hangi alanda ne yaparsak yapalım, “Şöyle bir şey ortaya koyalım da biz de bizimkileri avutalım!” anlayışından uzak olmalıyız. Bütün gayretlerimizi milletin ihtiyaçlarını karşılama ve işin en güzelini yapma niyetine bağlamalıyız. (05.27)


-Yaptığımız işin keyfiyetine bakmanın yanı sıra, meseleyi rıza-yı ilahiye bağlı götürüp götürmediğimizi de sürekli kontrol etmeliyiz. (06.10)


-Doğruyu bulduktan sonra onda ısrarlı olmalıyız; başkalarına özenerek çizgimizden taviz vermemeliyiz. (07.00)


-Mâlâyânî şeyler kalbi öldürür. Nitekim, Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) “Her bahaneyle gülüp durma; zira, çok gülmek kalbi öldürür.” buyurmuştur. (10.35)


-Hususiyle Batılı toplumlarla içli dışlı yaşayanlar lâubâliliklere düşmemek için azamî gayret göstermelidirler. Unutmamalıdırlar ki, mü’min ciddiyet insanıdır; o görüldüğü zaman Allah hatırlanır. (13.35)


-Boş ve faydasız meşgalelerden uzak kalmanın en büyük vesilelerinden biri hep inananlarla beraber bulunup cemaatin bereketinden istifade etmektir. (15.03)


-Bazı vazifeli insanlar, şahs-ı manevi hesabına ve belli ölçüde aktüalite ile de meşgul olabilirler. Şayet, bunu bir zarurete binaen ve sınırları korumak kaydıyla yapıyorlarsa, o esnada dahi ibadet sevabı kazanabilirler. (17.51)


-İnternette dolaşmanın ve televizyon seyretmenin ölçüsü… (21.44)


-İnsan, iradesinin hakkını vermeli, dengeli yaşamalı ve faydasız şeyler karşısında asla kendini salmamalıdır. (24.20)


-Lâubâliliğe açık meclislerde bulunmamak lazımdır; zira, ayet ve hadislerde, faydasız konuşanlardan ve manasız mevzulara dalanlardan uzak durmak gerektiği önemle ifade edilmiştir. Nitekim, mücrimler, kendilerini cehenneme sürükleyen dört sebebi sayarlarken, onlardan biri olarak mâlâyânî şeylerle uğraşmayı da zikretmekte ve “Batıl sözlere dalanlarla beraber biz de dalardık.” (Müddessir, 74/45) demektedirler. (27.05)