Bir insanın, başkalarına talim ve tebliğ ettiği mesajın hakikatine, lüzumuna, önemine ve vaat ettiklerine önce kendisinin inanması ve onu bütün gönlüyle kabul etmesi, o mesajı başkalarına ulaştırma adına söylediği sözlerin tesiri ve hüsnükabulle karşılanması adına çok önemlidir. Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) tebliğ ve temsil ettiği, sahabe-i kiramın da O’ndan alıp, kendi hayatlarına hayat kıldıktan sonra başkalarına da ulaştırdığı o yüce hakikatlerin kısa zamanda gönüllerde makes bulmasının önemli sebeplerinden birisi budur. Onlar, temsil ve tebliğ ettikleri dine, bugünden sonra yarının geleceğine veya gurup eden güneşin ertesi gün tekrar doğacağına inanmanın daha ötesinde bir katiyette inanıyorlardı. Sahabe efendilerimiz, Allah ve Resûlü’nün kendilerine vaat ettiği şeylerden zerre kadar şüphe duymuyorlardı. Allah’ın, meleklerin, kıyametin, ahiret âleminin varlığına, iki kere ikinin dört etmesine inandıklarından daha fazla inanıyorlardı.
İmanın da inkârın da ahirette muhakkak bir karşılığı vardır. İnsanlığın İftihar Tablosu’nun insanlığa sunduğu mesaja gönülden inanan insanlar, Cennet nimetleriyle ve ebedî saadetle müjdelenmişlerdir. Onlar, Cenab-ı Hakk’ın cemalini müşahede etmeye namzettirler. O’nun “Ben sizden razıyım” buyuracağı bir ufka doğru gitmektedirler. Bu halleriyle onların bu dünyadaki yolculukları, bir yönüyle melekûtî bir âleme doğru yapılan bir seyahattir. Buna karşılık, inkâr yolunu tutanların akıbeti ise , esfel-i safilîne sukut, ebedî hüsran ve ebedî azaba dûçar olmaktır. | DEVAMI…
Kıymetli dostlar! Hem mübarek Miraç Kandilini idrak ediyor olma, hem de talebe kardeşlerimizi ağırlıyor olmak, Bamteli kaydı almamıza imkan verdi. Uzun bir aradan sonra bu heyecanı yaşamak böylesine hayırlı bir gece ile inzimam edince ekstra bir lütuf oldu.
Bu vesile ile Miraç Kandilinizi tebrik ediyor ve bu mübarek geceyi hepimiz adına istifadeli eylemesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz!
Ubade İbni Sâmit (radıyallahu anh) nakletmektedir:
Rasulûllah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlardır:
“Fatihatü-l Kitab’ı (Fatiha Suresi'ni) okumayanın namazı yoktur!”