His Felcinin Sebepleri

His Felcinin Sebepleri
Share

Paylaş

Soru: Bazılarımız itibarıyla dünkü hassasiyetlerimizi bugün kaybetmekte olduğumuz ve bir ölçüde duyarsızlaştığımız görülüyor. Tanıma bahtiyarlığına erdiğimiz ulvî hakikatleri herkese duyurmaya gayret ederken farkında olmadan başkalarına benzemeye başlıyoruz. Bu hal, hizmet dairesinin genişlemesine ve dünyaya açılmasına nazaran normal mi karşılanmalıdır, yoksa nasıl değerlendirilmelidir?



-Kur’an hizmeti hesabına yapılan bütün hayırlı faaliyetler Allah’ı daha iyi tanımak ve O’nun marifetinin hasıl ettiği heyecanı her gün daha canlı duymak içindir. Şayet, yazıp çizdiğimiz şeyler ve yapıp ettiğimiz işler bizi marifet yolunda bir-iki adım daha ileri götürmüyorsa, onların hepsini bir çukura dökmek ve üzerine de taşlar yığmak gerekir. Çünkü, o zaman işin şeklî ve surî yanını öne çıkarmış, özünü ve ruhunu unutmuşuz demektir. (02.05)


-“Heyecan yorgunluğu” ve “his felci” sözleri hangi manalara gelmektedir? (02.31)


-Allah yolunda yürüyenler marifet, aşk ve iştiyakın sarhoşları olmalıdırlar; fakat, maalesef bugün çokları alkışların sarhoşu oluyorlar. (03.01)


-İnsan nasıl çarpılır; kaç türlü çarpılma vardır? (03.33)


-“Ben” diyenler rahmet kapısından içeri giremezler. Nitekim, birisi kapıya vurup “Kim o?” sualine muhatap olunca “Ben ben” dediği için Allah Rasûlü ona kapıyı açmamış ve onu içeriye almamıştır. (05.50)


-Gerçek dava adamının dünya düşüncesi ve maddî-manevî beklentisi olmaz; bir insan dinine hizmet karşılığında bir beklentiye ve korunup kollanması gerektiği mülahazasına girerse, o kudsî vazifeyi kirletmiş sayılır. (08.33)


-Amerika’da kariyer yapanlar arasında takdire şayan biricik insan kim? (11.03)


-İslamiyet helal ve haramdan ibarettir; helal-haram bilmeyen bir kimse “Ben Allah’a ve ahirete inanıyorum!” diyorsa, yalan söylüyor demektir. (11.32)


-Vatana-millete hizmet ediyor olmak hizmet müesseselerinden yiyip içmeyi helal kılmaz; ahirete inanan insan hakkı olmayan bir şeye asla el uzatmaz. (12.42)


-Senelerce talebe okuttum ama karşılığında bir çay bile beklemedim; talebeye ait yemekten bir kaşık olsun yemedim. Hatta öz kardeşlerimin evinde yediğim yemeğin dahi parasını verdim. Hakkım olmayan bir şeyi yemekten ve ötede onun hesabını verememekten korktum. (15.57)


-Osmanlı, bir mefkure topluluğuydu. Osman Gazi hazretleri yoklukta varlık cilvesi gösterdi; Fatihleri, Yavuzları, Kanunileri netice veren bir nesil yetiştirdi ama kendisi bir çadırda ruhunu Allah’a teslim etti. (18.39)


-Dünyanın dört bir yanına giden ilk sevgi kahramanları da bu beklentisizliği ve mefkûre ruhunu ortaya koydular. (19.12)


-Herhalde bana bir mağaraya çekilip hayatımın geri kalan kısmını orada geçirmek düşüyor!.. (20.24)


-Biz gerçekten müslüman mıyız? (24.58)


-Şefkat Peygamberi’nin (sallallahu aleyhi ve sellem) bizim hakkımızdaki endişesi neydi? (26.42)


-Kur’an-ı Kerim’in füruata ait meselelerde detaya girmesinin ve tavzihte bulunmasının hikmetlerinden biri… (29.16)


-Rasûl-ü Ekrem Efendimiz’in zahidâne hayatı, mütevazı hane-i saadeti.. Zübeyr Gündüzalp gibi Kur’an talebelerinin hasbîlikleri.. ve halimiz!.. (30.31)